AETHER: 001
Nesne Sınıfı: Obscure
Özel Muhafaza Prosedürleri: AETHER-001 hakkında şu ana kadar elde edilmiş bilgi oranının inanılmaz derecede kısıtlı olması sebebiyle AETHER-001’in nasıl muhafaza altında tutulabileceği, muhafaza edilmesinin mümkün olup olmadığı veya muhafaza edilmesinin gerekli olup olmadığı bilinmemektedir. AETHER-001’in şu anda bulunduğu düşünülen lokasyon, aralıksız olarak uzaktan kumanda edilen uçan botlar aracılığıyla gözlemlenmelidir. Bu uçan botların sayısı, on ikiden aşağı olmamalıdır. Eğer bölgeyi gözlemleyen personel, bölgede fiziksel olarak var olan herhangi bir maddenin varlığını doğrularsa, personel bölgeye doğrudan veya kamera aracılığıyla üç saniyeden fazla bakmaktan kaçınmalıdır. Bu olayın ardından, yirmi kişilik bir araştırma grubu AETHER-001’in bulunduğu düşünülen bölgeye gönderilmelidir. Bu işlem, önce araştırma grubunun beş üyesi bölgeye gönderilerek ve eğer bu grupla bağlantı kesilip gelecek kırk sekiz saat boyunca yeniden kurulamazsa ikinci bir beş kişilik araştırma grubu bölgeye gönderilerek dört seferde gerçekleştirilecektir.
Eğer AETHER-001’in bölgeden ayrıldığı kanıtlanırsa AETHER-001’in anormal özelliklerini gösteren başka bir bölgenin varlığı doğrulana kadar sürecek bir operasyon başlatılacaktır.
Bölgeye girerek kaybolan sivilleri kurtarmak için herhangi bir arama-kurtarma operasyonu düzenlenmeyecektir. Eğer bölgeye girerek kaybolan herhangi bir sivil, başarıyla AETHER-001’den çıkarsa, bu şahıslar ile öncelikle bir röportaj yapılacak ve sonra imha edileceklerdir.
Açıklama: AETHER-001, Afrika’nın Sahra Çölü’nde yer alan, bölgesel bir anomalidir. AETHER-001’in Sahra Çölü’nün ne kadarını kapladığı, yüzey alanı ve koordinatları bilinmemektedir.
AETHER-001, Sahra Çölü’nün gerçekliğiyle oynuyor gibi gözükmektedir. Öyle ki AETHER-001’in etki alanının ve bu etki alanına yaklaşık on metre yakın olan her nesnenin koordinatlarını belirlemek imkansızdır, ki bu da AETHER-001’in bu dünyanın bir parçası olmadığı ve bir paralel evren olabileceğini göstermektedir. Bu sebepten dolayı da Kuruluş'un AETHER-001’in varlığından nasıl haberdar olduğu bilinmemektedir. AETHER-001, kayıtlarda Gözleme Kulesi-AETHER001 olarak geçen ve Kuruluş tarafından inşa edildiği düşünülen, iki yüz metre yüksekliğinde ve en fazla beş yüz metre genişliğinde, tamamen çelikten inşa edilmiş bir yapıya, on iki tane, bilinmeyen bir kaynaktan kontrol edilen uzaktan kumandalı uçan botlar aracılığıyla AETHER-001’in görüntülerini göndermektedir. Kuruluş'un Gözleme Kulesi-AETHER001’i nasıl inşa ettiği, sözü geçen on iki uçan botu nasıl şu anki konumlarına yerleştirdiği hatta bu eylemleri Kuruluş'un gerçekleştirip gerçekleştirmediği bilinmemektedir.
AETHER-001, doğrudan veya kamera aracılığıyla gözlemlenemez. AETHER-001’i gözlemlemeye çalışan her birey, herhangi bir anormal yaşam formu veya nesne gözlemlemediklerini ifade edeceklerdir. Halbuki, araştırmalar bu bireylerin AETHER-001’i gözlemlemediklerini ve AETHER-001’in bulunduğu doğrultuya bakmadıklarını ortaya çıkarmıştır. Buna rağmen, gözlemciler AETHER-001’e doğru baktıklarını iddia ederler.
AETHER-001, bir “etki alanı”na ve “gözlenme alanı”na sahip gibi gözükmektedir. “Gözlenme alanı” AETHER-001’in “etki alanı”ndan yaklaşık on metre uzağında olan şahısların bulunduğu alandır. Gözlenme alanının dışında bulunan şahıslar, AETHER-001’in varlığının farkına varamayacaklardır. Gözlenme alanına giren her şahıs, AETHER-001’in alışılmadık doğasının farkına varacak ve AETHER-001’in etki alanına girmek için içlerinde büyük bir istek duyacaklardır. AETHER-001’in etki alanına giren şahıslarla kablolu iletişim sağlanamayacak ve izleri kaybedilecektir. Şu ana kadar, AETHER-001’in etki alanına giren hiçbir şahıs etki alanından çıkamamış ve kaybolmuştur.
Döküman AETHER-Alpha: 13 Eylül 1986 tarihinde, yeral saate göre 11.35’te, üstünde sahibinin kim olduğuna dair bir ipucu yazmayan, aşırı derecede yıpranmış bir defter, AETHER-001’in gözlenme alanında bulundu. Defter, AETHER-001’i gözlemleyen uçan botların üzerine yerleştirilmiş takip cihazları aracılığıyla başarıyla muhafaza altına alındı ve Doküman AETHER-Alpha olarak isimlendirildi.
Döküman AETHER-Alpha (İçerik):
(Dökümanın ilk 20 sayfasının içeriğinin üstü karalanmıştır ve okunamaz durumdadır.)
[DÖKÜMANIN BAŞLANGICI]
'Siktir. Siktir. Siktir.
Bugün uyandığımda (?) günlüğümü açıp baktım ve yazdığım her şeyin üstünün karalı olduğunu fark ettim. Adımı hatırlamıyorum. Neden burada olduğumu, buraya nasıl geldiğimi ve buraya gelmeden önce yaptıklarımı hatırlamıyorum. Neredeyim ulan ben? Siktiğimin(anlaşılmaz)
Tarihi de bilmediğimin farkına vardım. Hangi yıldayız? Ben ne zamandır buradayım? Ne kadar zamandır yürüyorum? Yani, görünüşe göre burası bir çöl. Ama hangi çölde olduğum hakkında bir fikrim yok. Sadece bana “girmemi” söyleyen bir dizi sesi ve ufukta doğan güneşi hatırlıyorum. Ama kimin sesleriydi onlar? Gerçi bir sebepten dolayı çok panik de yapmıyorum. Normalde şu anda stresten göz yaşlarına boğulmuş olmam gerekirdi değil mi? Hafızamı kaybettim ve görünürde hiçbir yaşam belirtisi yok. Ama içimde sanki… sanki burada olmam gerekiyormuş gibi bir his var. Kaybolmadığım, bulunmam gereken yerde bulunduğuma dair bir his… Susamaya başladım.
…
…
…
Ehhhhh… Kıyafetlerim nerede?
Başımı hissetmiyorum.
Bacaklarımı hissetmiyorum.
Kaç gün oldu? Üç mü? Beş mi? Uhh… Zaman kavramımı kaybetmiş olabilirim. Görünürde insanlardan iz yok. Kıyafetlerim burada, üstümde. Önceden neden olmadıklarını yazdığımı anlamıyorum. Niye başımı hissetmediğimi yazmışım ki? Bunlar gerçek mi? Ben gerçek miyim?
Hey, bilgisayarım nereye gitti? Şu yazıyı tamamlamam gerek. Bilgisayar? Ha evet, benim bir bilgisayarım vardı. Şimdi…
Err… Ne hakkında yazıyordum ben? Unuttum. Ah… Aklıma tam da yazmak için mükemmel bir fikir gelmişti. Ama önemli değil. Aklımı çalıştırırsam eminim ki daha iyi bir fikir bulurum.
Haha! İlhamın eninde sonunda bana ulaşacağını biliyordum. Şunu dinleyin bir: Bir resim var. Tamam mı? Şapkalı bir adamın resmi. Korkutucu bir resim. Bir de çok yaşlı. 300 yaşında falan. Resme bakan herkes ölüyor. Bu ölen kişilerden sonra böyle… siyah… çok siyah bir sıvı akmaya başlıyor ve eğer bu sıvıya değersen sen de ölüyor ve sıvı akıtmaya başlıyorsun! Pek yaratıcı gelmeyebilir ama bu fikri geliştirirsem ortaya güzel bir şey çıkabilir.
Ve… Yazı tamamlandı! Yazının adını… 2 Numara koyacağım! İşte! Gene de bana sanki bir şey eksikmiş gibi geliyor. Bu yazıya sonradan geri dönsem iyi olacak.
Aklıma başka bir şey daha geldi. İlham şu aralar kapımı çok sık çalıyor. Yeni bir yazı yazacağım. Bu yazı, bir öncekinden daha güzel olacak. Korkutucu ve gizemli bir yazı yazmak istiyorum. Şu fikir nasıl: Böyle… Siyah, sıska ve yaralı bir adam var. Bu adam insanlığını kaybedecek derecede mutasyon mu geçirmiş ne bileyim öyle bir şey olmuş. Bu adam, ayrıca, diğer insanlara saldırıp öldürüyor, böyle, rengini falan da değiştirebiliyor. Ve eğer… eğer bu adama hasar verip bir parçasını koparırsan bu parça da başka bir adama dönüşüyor! Korkutucu değil mi? Bu yazıyı yazdıktan sonra adını 3 Numara koyacağım. 1 Numara’nın ne olacağına henüz karar veremedim.
Bir yanlışlık var. Yoo, burada her şey güzel.
Hah, işte başka bir fikir! Böyle, bir… oyun parkı var, tamam mı, ve oyun parkına giren insanlar dışarı çıkamıyor. Burada çok uzun süre kalırsan da aklını yitiriyorsun ve çocuk gibi davranmaya başlıyorsun.
Ya da…
Mutluluk satan bir site! Ve bu siteden alışveriş yapmak için ACINLA ödeme yapıyorsun!
Ya da…
[VERİ GİZLENDİ]
Ama belki de…
Başka bir Evren’e açılan bir yarık! Burada çok vakit geçirirsen deliriyorsun, böyle, kafayı yiyorsun!
Ve hatta belki de…
Bir çöl! Ve… ve… bu çöl… açıkçası… var…
HAYIR!
Bu çoktan yazıldı. Hayır yazılmadı. Evet yazıldı.
….
Ve… eeeeee…. ve… ve bir de…
Bir… kurum var, tamam mı? Bu kurum, bu şeyleri, bu yazılarda geçen şeyleri diğer insanlardan saklamakla görevli çünkü bunlar… bunlar tehlikeli şeyler. Ve hatta birden fazla grup var, bu gruplar, bu grupla arkadaşlar ya da mücadele ediyorlar… ve… ve… ne…
Anne? Baba? Orada mısınız? Evet oradalar. Hayır orada değiller seni lanet orospu çocuğu. Sen gerçek bile değilsin. Burası benim evim bile değil.
Bunu sana söyleten ne?
Burası gerçek bile değil. Burası sadece bir çöl hayallerin gerçek olduğu yer.
Ne?! Hayallerin gerçek olduğu yer mi? Buranın nesi hayal?
O kadar aptalsın ki… Anlamıyorsun değil mi?
Neyi anlamıyor…
Oh.
Evet.
Doğru.
Görüyorsun değil mi?
Evet, evet görüyorum.
O zaman, o zaman, bir çöl var, tamam mı? Bu çöl gerçek değil ama, yani hem gerçek hem hayali olabiliyor. Bu çölde yaşayan bir ruh var, bir hayalet, bir fikir, tamam mı? Bu çöle giren herkes bu FİKİR’in kurbanı oluyor, bu FİKİR, bu kişileri kullanıyor, onlarla bir anlaşma yapıyor, tamam mı? Ve anlaşmayı reddetme şansları yok. Onların yazdıkları fikirleri gerçek yapma yeteneğini veriyor ve sonra, sonra, bu fikirlerden beslenip, daha güçlü oluyor, büyüyor, genişliyor. Ve… ve ayrıca bu çok tehlikeli bir varlık çünkü eğer yeterince fikre sahip olursa bütün dünyayı kaplayıp hepimizin sonunu getirebilir!
Aferin… Çok güzel…
…
…
…
O elindeki ne? Defter mi?
[DÖKÜMANIN SONU]
AETHER-001’in obje sınıfını Omega’ya çıkarma önerisi şu anda gözden geçiriliyor.